SON ÜTÜCÜLÜKTEN KANAAT ÖNDERLİĞİNE UZANAN EFSANE BİR ÖYKÜ

SON ÜTÜCÜLÜKTEN KANAAT ÖNDERLİĞİNE UZANAN EFSANE BİR ÖYKÜ

A.KADİR AKKUŞ

Terör , imkansızlık, fakirlik gibi unsurların kol gezdiği Güneydoğu’nun atlas kenti Mardin’de 1971 yılında Dünya’ya geldi A.Kadir Akkuş. Bölgenin en önemli ve en büyük aşiretlerinden biri olan DAŞİ aşiretine mensup olan bu yağız delikanlı öğretmen olmak sevdasıyla Mardin Lisesini bitirip hayallerine ulaşmak istedi. İlk denemesinde Üniversite sınavında istediği bölüme girmek için yeterli puanı alamamış ve hem de eğitim olanakları nedeniyle, hem de maddi imkansızlıklar nedeniyle dershaneye yazılamamıştı ve zaten o tarihlerde Mardin’de bırakın dershaneyi, okullarda bie branş öğretmen eksikliği zirvedeydi. Üstelik o dönemin Mardin Lisesindeki en popüler sınıfından yani 6 MAT A’dan mezun olmuştu.

Fakir fukara bir aile’nin çocuğu değildi, dediğim gibi en büyük aşiretin mensubu ve kendi yağlarında kavrulan, şerefli ve helal lokma peşinde koşan bir babanın 9 çocuğundan biriydi A.Kadir Akkuş. 9 çocuk, 9 ayrı hayal, 9 ayrı istikbal ve 9 çocuğun erkek veliahdıydı.

Ailesinin ve bağlı bulunduğu aşiretinin hamurunda edep, emek ve ahlak barındıran bir geni vardı. Bugün DAŞİ aşireti sadece Mardin’de değil, onbinlerce nüfusu ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın bir çok yerinde yerleşik düzen geliştiren vatansever bir aşirettir.

HAYALLERE YOLCULUK BAŞLADI. İSTİKAMET İSTANBUL …

İbrahim Tatlıses’in bir filmindeki meşhur sahnesinde dediği gibi “ ULAN İSTANBUL, YA SEN BENİ YUTACAKSIN, YA DA BEN SENİ “ Ailesine yük olmamak ve kendi çalışıp, kendi kazandığı parayla dershaneye yazılmak niyetiyle geldi İstanbul’a. Ama hayat ona orada yol ayırımı sürprizi yapmıştı. Belki de yüce yaradan onu daha sonraları topluma öğretmen olsun diye yepyeni bir kader çizgisinde yürütmeye başlatmıştı. Bir tekstil atölyesine işçi olarak girdi. Mardin Lisesinin 6 MAT A sınıfının öğretmen olma hayali ile İstanbul’a gelen A.Kadir Akkuş artık küçük çaplı bir tekstil atölyesinde SON ÜTÜCÜ olarak çalışmaya başlamıştı. Günler haftaları, haftalar ayları kovalamaya başlarken artık yavaş yavaş dershane ve öğretmenlik hayalinden iyice uzaklaşan A.Kadir Akkuş yaşamda ve ayaklarının üzerinde durmak için daha çok çalışmak ve daha etkili çalışmak zorundaydı. Yaşı gibi sorumlulukları da büyüyordu. Ondan rota bekleyen kardeşleri vardı arkasında.

Bugün geldiği konumda, aşiret isminin gücü arkasına saklanmadan, kibirlenmeden, edep ve haya’yı elden bırakmadan “ BEN HAYATA SON ÜTÜCÜ OLARAK BAŞLADIM” diyen kaç yüreği büyük bir adam var acaba ???

A.Kadir Akkuş bugün geldiği konumda 1000 kişiye istihdam yaratan, fabrikalar kuran, inşaat sektöründe öncü isimler arasına giren. DEİK Lübnan İş Konseyi Başkanı. İstanbul Mardinli İş Adamları Derneği Başkanı. ASKON ve GİGDER gibi önemli Stk yapılarının Yönetim Kurulu Üyeliği ve daha bir çok sosyal örgütlenme yapısında liderlik yapan, Uluslararası arenada ekonomi tiriyadında isim sahibi olmayı başaran. Ordan burda ihaleler değil, Aşiret ya da babadan kalma miraslar üzerinde değil, emek edep ve ahlak ile AKKUŞ GRUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI olan A.Kadir Akkuş’un rol model olmaya layık başarı hikayesi yazılıyor.

Kuruluşlarındaki istihdamlar ile ülkeye kattığı katma değerler. Sosyal yapılardaki yardım elleri. Meyve Bahçesindeki hayratı, dayanışma sofralarındaki ikram paylaşımları, sivil toplum örgütlerindeki başarıları ve daha birçok yönünü Türkiye’nin Yaşam Koçu Murat Çuhadar’a anlattı.

Yaşama dokunanlar Çiftliğinde gerçekleşen belgesel ropörtaj çok yakında sizlerle .

 

 

Bir cevap yazın