MARDİN ARKA BAHÇE Mİ OLDU ???

MARDİN ARKA BAHÇE Mİ OLDU ???

ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ SENDROMU – MARDİN BÜROKRASİSİ HANDİKAPI –MARDİN’DEKİ KARADENİZ HAKİMİYETİ – AK PARTİNİN YENİ YÖNETİMİ – BIRAKILAN KİRLİ MİRASLAR VE YENİ CHP ETKİLERİ …

Merak etmeyin bu kez uzun yazmayacağım ve manşetlerin yorumlarını şimdilik size bırakacağım. Hemen konuya gireyim …

ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ SENDROMU :

Çektiğim Mardin belgeselinin gala törenine davet etmek içim Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.İbrahim Özcoşar hocayı makamında ziyaret ederek davetiyesini takdim ettim. Yaklaşık 1 saat süren görüşmemizde Rektör hocanın Mardin ArtukluÜniversitesinin yanı sıra, Mardin geneline Üniversite çalışmaları dahilinde vermek istediği inanılmaz önemli projelerini ve hayata geçmiş çalışmalarını dinledim. Karşılıklı fikir alış verişi çerçevesinde muhteşem faydalı bir görüşme gerçekleşti.

Entelektüel yapısı, yönetim becerisi ve insana saygı gösteren yönüyle İbrahim Özcoşar hocadan etkilenmemek mümkün değildir. Ancak o ziyaretin fotoğraflarını paylaştığımda inanılmaz bir telefon almaya başladım. Neden onu ziyaret ettin ? Neden onla ilgili iyi şeyler yazıyorsun ? Neden NedenNeden …

Tepki gösteriyorlar ama neden tepki gösterdiklerinin açıklamasını yapmıyorlar. Üstelik tepkiyi gösterenler sıradan vatandaşlar değil, şehrin önemli statüsünü kazanmış ve siyasi mekanizmanın yıllardır yöneticiliğini yapan isimler.

Mesnetsiz suçlamalara ve kapalı cümlelere biri maruz bırakılıyorsa işte orada endişe duyarım. Demek ki Rektör boynuna tasma kabul etmemiş derim. Demek ki Rektör ihale talebine hayır demiş, Demek ki Rektör kimsenin adamı olmayı reddetmiş. Öyle ya … Varsa adamın bir suçu o zaman çıkıp yiğitçe konuşmalı herkes ve kimin eteğinde ne taş varsa ortaya dökmeli… Böyle olursa o halde hepimiz rektörün canını okuruz. Ama öyle değilse bırakın adamı Memlekete çalışsın. Bu kadar aşağılama, hakaret ve onu itibarsızlaştırma çabasına benim gönlüm razı gelmez.

Bu nedenle şehirdeki en önemli kuruluş olan ArtukluÜniversitesini operasyon çekmeye kalkmasın kimse. Hem siyasilere, hem iş adamlarına dair önerim şudur. Birlik ve sulh zamanıdır. Bu konudaki en önemli görevinde Mardin Valisi Tuncay Akkoyun ve Milletvekilimiz Faruk Kılıç’a dü’er diye düşünüyorum. Hem Vekilimiz, Hem Valimizin kısa sürede bu sulh ihtiyacını gidereceğini ve Üniversiteyi şahlandıracaklarını umuyorum.

 

MARDİN BÜROKRASİ HANDİKAPI …

Mardin bürokrasisindeki konuları uzun uzun yazsamdabitmez. Bu nedenle son atama örneğinden yola çıkarak tepkimi göstereceğim. Mardin’e Yeni atanan İl Kültür ve Turizm Müdürü Ayhan Gök’e hayırlı olsun diyorum. Karadenizli bir arkadaş ve yöneticilik deneyimi bir tarih şehrine ne kadar uygundur bilemem. Hep beraber göreceğiz. Giden Müdür Elif hanımı kim niye gönderdi bilmem ama onun sayesinde bulgur faydalarını öğrenmiş olduk.

Tabi kültürel ve turizm dokusu yerle bir olmuş bir şehirde bulgur önemli bir devrimdi. Bu devrimi gerçekleştiren hanımefendiyi unutmayacağız diye veda ediyoruz kendisine. Tabi Mardin’de yerli bir bürokratımız yoktur. İşe yarayan bir adam bulamadık heralde ve sağolsun siyasi mekanizmamızda her gelene eyvallah deme kültürünü bu atamada bir kez daha gösterdi. Bakalım bu gidişle daha neler göreceğiz.

Yerli, tarihi dokunun içinde doğmuş, liyakatı olan, ihtiyaçları bilen bir Mardin’li bürokrat olsun diye irade gösterememişse eğer siyasi mekanizma, bu konuda Maşallah nazarlığınıdaMuhammed Adak’a takmak haktır bence. Neyse devamı gelecek ….

 

AK PARTİNİN YENİ YÖNETİMİ

Yazılarımda hep belirtiyorum ve diyorum ki 14 – 28 Mayıs seçimleri hem ülkemiz, hem de Mardin için dönüşüm sürecidir. Bu seçimlerde Faruk Kılıç’ın Meclise girmesi ve girdiği andan beri yüksek performansla çalışması elbette özlenen ve olması gereken bir tabloydu. İl Başkanı olarak göreve gelen Vahap Alma’nın bir anda toplumsal karşılığının yüksek düzeye ulaşması, sempatik ve kucaklayıcı yapı sergilemesi inanılmaz harika sonuçlar doğurdu.

Bir kısım ilçe başkanı değişikliği ve yeni atanan il yönetimi ise taze kan etkisini gösterdi. Buraya kadar her şey tamam ama saha etkisi sadece Vahap Alma üzerinde gidiyor. Yönetimde sağlam düzeyde gücü olan yöneticiler henüz cemallerini gösterip sahaya inmediler. Bu bir taktik mi ? yoksaatalet duygusumu bilemem. Ama eğer taktikse bu çok yanlış. Çünkü Mardin artık güven istiyor ve tam tekmil tüm ekip sahaya inip o güveni vermek zorundalar.

Parti Vahap Alma, Kadın Kolları Başkanı Esengül Sancar Aydın ve gençlik Kolları Başkanı Tarık Atlı ile güven veren bir boyutta olmasına rağmen, diğer ekiplerin sahaya çıkmıyor olması ciddi olumsuz etkilerin oluşmasına neden olur.

 

ÖZGÜR ÖZEL İLE BAŞLAYAN DÖNEMİN ETKİLERİNE ŞAHİT OLACAĞIZ.

Türkiye 2 süreci birden yaşıyor. Birincisi Yeniz Yüzyıl sürecidir ki bu sürecin mimarı ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu sürecin devamını sağlayacaklar ise partinin hassasiyet ve azimle çalışması gereken taşra teşkilatlarıdır. İkinci süreç ise CHP’nin dün yakaladığı enerji fırsatıdır. Özgür Özel ile başlayan değişimin ülke tabanına yayılacağı kesindir. Önümüzde popüler akıma yönelik şov hareketlerini bilen, polemik ve manipülasyon uzmanı, gençlik enerjisi ile taban etkisi yaratan bir lider çıktı.

Özgür Özel’in kongrede Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’ya selam göndermesi zaten zihniyetin zehirliliğini ortaya koyuyor ama Ak Parti bu anlatımı tabanına iyi anlatamazsa …. Nokta

Bir cevap yazın