ŞEREF SİZ SİNİZ …

ŞEREF SİZ SİNİZ …

Ya şeref, siz olacaksınız… Ya da ŞEREFSİZ olacaksınız… Yazımın başlığı takdirinize göre kabulünüz olsun …

Dar veya orta gelirli bir aile çocuğu düşünün. Anası Babası kendilerinden esirgeyerek sırf çocukları okusun ve vatana millete hayırlı bir fert olsunlar diye bayat ekmek yiyip, bir tas çorbayla geçirdikleri yaşam sonucu çocuklarını okutup topluma hizmet neferi olarak yetiştiriyorlar.

Birisi dirsek çürütüp Tıp Fakültesi bitiriyor. Bunun için tam 22 yılını veriyor ve DOKTOR oluyor. Dile kolay tam 22 yıl …

Diğeri Mühendis oluyor. O da aşağı yukarı 16 – 18 yıl arası dirsek çürütüp İLİM öğreniyor.

Başka birisi Vali / Kaymakam oluyor. O da yaklaşık 20 Yıl emek veriyor İLİM öğreniyor.

Bir başka çocuk yetişiyor ve yine ortalama 16 yıl boyunca İLİM ve BİLİM öğrenip ÖĞRETMEN oluyor.

Hele bazı çocuklar var ki çocukluklarını yatılı okullarda geçirip bu ülkede polis komser, Emniyet müdürü falan oluyor. Onların da süresi ortalama 16 yıl sürüyor, büyük emek ve çabalarla.

Adalet dağıtmak için o kutsal meslek olan HAKİM ve SAVCILARA ne demeli ? yıllarca sabahlayıp çalışarak İLİM VE BİLİM – HAK VE HUKUK Öğreniyorlar…

Gün geliyor ve AKILLI birileri çıkıp, ilk okul terk ya da en fazla ortaokul bitirmiş ama Kur’an Kursunda ya da medresede anlamını bilmeden, içeriğine bile hakim olmadan öğrendiği Kur’an-ı Kerim ile sakal bırakıyor, takke giyiyor, cüppe ya da konjektöre göre farklı kıyafet ile gidip Dernek veya Vakıf kurarak hiiiçççç İLİM ve BİLİM öğrenmemiş haliyle ama üstüne yerleştirdiği kılıf ile birlikte BİLMEM NE YAYMA CEMİYETİ kuruyor.

Ya da başka birileri çıkıp ENSAR olma hevesiyle VAKIF falan kurabiliyor ve yukarıda saydığım çeyrek asırdaki emek sahibi gerçek ilim ve bilim neferlerinin kaderi bunların iki dudağı arasına sıkışabiliyor. OH NE GÜZEL DÜNYA …

Sonra başka birileri çıkıp, hayatları boyunca bir bok böceği kadar yaşadıkları dünya’ya katkıları olmamış halleriyle birlikte bir siyasi partiye İl / İlçe Başkanı – Belediye Başkanı ve hatta bazen Milletvekili bile olabiliyorlar ve yine o yukarıda saydığım toplum neferlerinin tüm yaşam kaderleri onların iki dudağı arasına yerleşebiliyor.

Daha enteresan bir şey söyleyeyim size. Bir gün birileri yükseeekkk makamlara gelebiliyor. Mesela Reis-i Cumhur’a başdanışman falan olabiliyor. Ya da Bakan yardımcısı falan da olabiliyor. Bunlar bazen şehirleri dolaşıp bilgi toplayabiliyor memleketin hali, seçmenin durumu, atanacak yeni siyasi aktörlerin kim olacağına dair… Ama kimden topluyorlar bu bilgiyi ??? halk’tan değil elbette. O bilmem ne YAYAN ve yayıla yayıla bitmeyen güruhtan ya da Ensar olma hevesindeki hani bir kereden bir şey olmaz felsefesine sahip yerlerdeki kişilerin iki dudağı arasından topluyorlar Milletin kaderini …

HAY SİZİN İKİ DUDAĞINIZIN ARASINI ….

Ben profesyonel Arapça ve Kur’an-ı Kerim bilen birisiyim. Bana Kur’an’ı OKUMAYI iki kişi öğretti. Birisi Milletvekili oldu Şeyhmus Dinçel. Diğeri ise VALİ oldu İbrahim Çomaktekin. Bu iki arkadaş bana OKUMAYI öğrettiler. Ama Kur’an Ahlakını öğrenmeyi bana ALLAH nasip etti. İnşallah bir gün öğretenlere de KUR’AN AHLAKI öğrenmeyi ALLAH nasip eder. Kur’an Devletin ADALET – HAK – HUKUK NİZAMI içerisinde yönetilmesi ve korunmasını emreder. Rabbiim bu emre uyanlardan eylesin bizi.

Bir gün HESAP GÜNÜNDE ALLAH’IN HUZURUNA ÇIKTIĞIMIZDA … Aman ALLAH’ım düşünemiyorum bile… ALLAH bize kula kulluk edip, hak hukuk yedin mi ? benim emirlerimi ve yasaklarımı gözettin mi ? ADİL davrandın mı ? diye sorsa … Neyse … RABBİM BİZE TÖVBE ETMEYİ NASİP ETSİN İNŞALLAH …

Hayırlı pazarlar dilerim….

Murat Çuhadar

Türkiye’nin Yaşam Koçu

 

Bir cevap yazın