Maalesef kamuoyunda istenmeyen saldırı görüntülerini izleyen ve bu konu tüm tepkilere rağmen normalleşen bir hal aldı. Hastaneye yatanlar çok daha iyi bilir bir hemşirenin insan üstü çabasını ve hasta üzerindeki emeğini, ya da bir doktorun hasta için görünmeyen olağanüstü şifa emeğini, bu yüzden kutsallık içeren bir alandır sağlık alanı ve ne kadar teşekkür edilse ne kadar övgü yağdırılsa yine de onlara hakkettikleri değeri vermek sanırım mümkün değildir. Hastane çalışanları ise daha farklı statü ve konum içerisindedirler, güvenlik görevlisinin hasta ya da hasta yakını psikolojisinden anlamaması, banko görevlilerinin bir kısmı maalesef kendilerini hastane sahibi gibi görmeleri, gerekli iletişim eğitimi ve psikoloji yönetim eğitimi almadıklarından ötürü çoğu zaman sağlık ekiplerine uygulanan şiddetin ana faktörü aslında onlardır. Şiddetin hiçbir haklı gerekçesi asla olamaz ama psikoloji alanı içerisinde kontrol kaybı süreçlerinde bireyler istem dışı duygu travmalarını anlık yaşayıp cinnet denilen noktaya erişebiliyorlar. Düşünü ki çocuğu nefes alamayan ve boğulmak üzere olan bir çocuğun anne yada babasına hastane görevlisi umarsız davransa, işlem geciktirse, gereksiz teferruatla bekletse ne olur ? ŞÖYLE BİR EMPATİ KURUN. Bu haber tüm hastane çalışanlarını kapsamıyor elbette ama tüm hastane personellerinin ciddi bir psikoloji yönetim ve iletişim eğitimlerinden geçirilmesi kesinlikle kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu vesile ile Kartal Dr.Lütfi Kırdar Şehir Hastanesinin ortaya koymuş olduğu personel yönetim kalitesinin tüm kamu ve özel hastanelere örnek teşkil etmesi gerektiğini belirtmek sanırım hem basın, hem de birey olarak vatandaşlık görevidir.